yemi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yemi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pullu Sazan ve Aynalı Sazan Farkı - Avlama Yöntemleri

Pullu sazan ve aynalı sazan farkı

aynalı sazan pullu sazan farkı

aynalı sazan pullu sazan yemleri


Pullu sazan ve aynalı sazan farkı

Öncelikle bu yazının amacı hakkında ön bilgiyi baştan söylemekte yarar görüyorum.
Bu makale amatör sazan avcılığı için gerekli doneleri elde edebilme ve kullanma becerisini geliştirme hususunda size yardımcı olacak bazı bilgilerin dışında direkt olarak sazan avcılığını odaklamamaktadır. Yani bu makale boili nasıl yapılır sazan nasıl avlanırdan ziyade sazan avcılığını farklı bir platforma taşımanın gerekliliği ile alakalıdır. Bu konuda bilgi paylaşımı yapmak için yazı dizileri hazırlayacak sazan avcılığını bilimsel bir platforma taşımanın birlikte yollarını arayacağız.
Sazan avcılığı ve sazan türlerinin karakteristik özellikleri hususunda perspektifimizi olabildiğince geniş tutarak artık işe başlayabiliriz. Balıkların karakteristik özelliklerini ve beslenme rejimlerini, her ne kadar okuduğum bilimsel makalelerden edindiğim bilgilere dayandırmaya çalışsam da deneyimlediğim ve edindiğim tecrübeler pullu sazan ve aynalı sazan arasındaki farkın sadece pul diziliminden ibaret olmadığını uzun yıllar içinde bana öğretecek kadar amatör balıkçılığın içinde bulunduğumu düşünüyorum. İşte bu noktada hedef avımız olan sazan balığını ne kadar tanımamız gerektiğinin önemi bir kez daha ortaya çıkmakta. Aynalı sazan ve pullu sazan hem fiziksel olarak hem de karakteristik olarak birbirinden çok ayrı iki balık türüdür. Bu benim bahsettiğim farklılık biyolojik anlamda değildir belki genetik olarak hiçbir farkı da olmayabilir ama aynalı sazan ve pullu sazan arasındaki bahsettiğim bahsedeceğim farklılıklar; amatör balıkçılığı yani bizi ilgilendiren kısmı ile ilgilidir. İşini ciddiye alan her amatör sazan avcısının aynalı sazan ile pullu sazan arasındaki bahsedeceğim birçok farklı karakteristik özelliği öğrenmesi deneyimlemesi ve tecrübe etmesi sazan avı için olmazsa olmaz kritik bilgilere muvaffak olmasını sağlayacaktır. Laboratuar ortamında aynalı sazan ve pullu sazanın belki aynı karakteristik özellikler sergileyebilmeleri pek bir muhtemel gözükse de doğal şartlarda ne yazık ki bu iş böyle değildir. Benim gözlemlediğim kadarı ile aynalı sazan ve pullu sazanın arasındaki farkların
en ilgi çeken yönü beslenme şekli olmakla birlikte hareket kabiliyetlerinin de farklı olması bize sazan avcılığı için çok farklı dünyaların kapısını aralamamıza neden olmuştur. Bütün bu bilgilerin toplamında sazan için hazırladığımız olta takımlarından tutun sazana özel olarak hazırladığımız yemlerin içeriğinden görünümüne kadar çok farklı seçenekler sunmuştur. İstatistiksel amatör balık avcılığının ne kadar gerekli olduğu ve sazan avlarımızda bize ne kadar yardımı olacağı hususunu söylememe bile gerek yoktur sanırım. İstatistiksel amatör sazan avcılığı benim ismini koyduğum bir tabir o yüzden bu tabiri ilk kez duyduğunuz için şaşırmayın çünkü öyle bir şey yok tabii ki benim dışımda yapan ve uygulayan birçok insan illaki vardır ama bu tabiri açıklamam gerekirse istatistiksel amatör sazan avcılığı sazan avından ziyade sazan balığı istatistiği avıdır. Her koşul ve şartta gözlemlere dayandırılarak ve tecrübe edilip, oluşturulan istatistiklerin bütünüdür. Yani burada anlatmak istediğim şey sazan avına başlamadan önce sazan için hazırladığımız
olta takımları yemler yem karışımları boililer ve diğer araç gerecimizi devlet envanteri edasıyla her ayrıntıyı kayda almak sonra da bu envanter ve bilgi kaydını avımız tamamlanıp araç gereçlerimizi tekrar yerlerine koyana kadar süren bir süreç ve tecrübe bütünün oluşturduğu deneyimin genel bir ifadesidir. Oluşturduğumuz bu istatistiksel verilerin bize göstereceği temel farklılıklar sazan avı
stratejimizi daha verimli bir hale getirmenin en iyi yoludur. Benim size vereceğim istatistikler ve tecrübe edindiğim sazan avıyla ilgili belli başlı stratejiler size farazi eylemler olarak gözükse de en azından nasıl yapılması gerektiği hususunda aydınlatıcı fikirler verecektir. Evet bütün bu bilginin işinize hiç yaramayacak olması da muhtemel bir gerçektir. Zira sazanların bölgesel olarak yaşam döngülerine bağlı bazı karakteristik özellikleri değişmekle birlikte her av alanı için ayrı bir strateji ve istatistik oluşturmak bizim için gereklidir. Yani insanlara balık vermekten ziyade balık tutmayı öğretebilmenin gerekliliğini zaruri buluyorum. işte bütün konularımızın özünde asıl amaç bu zaten. İlk olarak notlarımızı tutabilmemiz için bize gerekli olan bir ajandayı yanımızdan ayırmamamız gerekir. Teknoloji çağında ajanda nedir abi ya diyenleriniz olabilir ama malum şartlar göz önüne alındığında şarj sorunu batarya ve elektrik sorunları bizi canımızdan bezdirecektir o yüzden istatistiklerimizi oluşturma safhasında ajanda olmazsa olmaz elzem bir malzemedir. Daha sonra aldığımız notları dijital ortama aktarmamız istatistikler üzerinde çalışmamızı kolaylaştıracak iyi bir çözümdür ama bunun dışında telefonumuzu sadece selfie için falan kullanmayacağız. Malum günümüzde artık her şeye bir tıkla ulaşabilmemize imkan tanıyan teknolojiden sonuna kadar yararlanmakta fayda var. Bütün araç ve gereçleri hangi şartlarda nasıl ve hangi amaçla kullanacağımıza bu konuda uzun, uzun değineceğim. İstatistik tutmaya başlamak sazan avcılığına atılan yeni ve dev gibi bir adımdır zira bu zamana kadar ki avlarınıza ekstra bir yük ve mesai olarak biraz yorucu tarafı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Lakin bununla birlikte sazan avcılığına yeni bir heyecan ve araştırma duygusu katacağı yeni pencereler ve yeni boyutlar kazandıracağı kesindir. İşte bu noktada buna karar vermek bazılarımız için başlangıçta zor olsa da zamanla ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi elimizde tuttuğumuz istatistiki bilgiler bize gösterecektir. Sazan avını sürekli olarak yaptığımız bir avlakta not tutmamız kolay ve bu işe süreklilik kazandıracak önemli bir husustur. O yüzden ilk notlarımızı daha bilindik avlaklarımız üzerinde tutmamız hem kolay hem de daha isabetli olacaktır. Avlağa gittiğimizde ilk işimiz istatistik bilgilerini kategorilere ayırmak olmalıdır. Avlağa varış saat ve tarihi düştükten sonra dış etkenler ve iç etkenler olmak üzere iki kategori ve bu kategorilere alt kategoriler eklemek bizim sonrası için bu bilgileri analiz etmemizde işimizi kolaylaştıracaktır. Dış etkenlerle ilgili kategoriye hava sıcaklığı, rüzgar yönü ve şiddeti, hava basıncı, güneşin durumu, yağış, gürültü oranı, avlağa dışarıdan rüzgar vs etkilerle taşınması muhtemel potansiyel yiyecekler gibi ayrıntılar olmalıdır. İç etkenler ise direk sazan avında hedeflediğimiz bölgenin yapısını ve sazanların yemden tutun serbest reaksiyonlarına kadar birçok bilgiyi içinde bulundurmalıdır. Yani sazan kıyıya yakın mı oynuyor uzak mı oynuyor, sürü mü dolaşıyor tek mi geziyor bunu analiz etmek çok dikkatli gözlerden kaçmayacak ayrıntılardır. Gölün su durumu dalga ve bitki popülasyonu sazanın reaksiyonlarından sonra ikinci önemli husustur. Avlağın taban yapısını bir marker ile öğrenmeniz ve bu bilgiyi de notlarımız arasına kaydetmemiz gerekmektedir. Zira suyun derinliği taban yapısı daha sonra karşılaştırmalarımızda kullanabileceğimiz önemli kaynaklar olacaktır. Bu istatistik bilgileri zamanla kendiliğinden çoğalacaktır çünkü aynı koşullarda karşılaştırdığımız iki ayrı notta farklı sonuçlar almak bizi daha başka etkenler aramaya ve not almaya itecektir ve itmelidir. Zaten amaç bilinmeyeni öğrenmeye çalışmak ve bunun için mesai harcamaktır. Gözlem yaparken konsantrasyonumuzu kaybetmemek için sakin ortamları tercih etmek daha sağlıklı bilgiler elde etmemize olanak tanıyacaktır. Kullandığımız yem çeşitlerine vuruş oranını yazarken saat faktörü asla unutulmamalıdır. Böylelikle avlağımızda sazanların aktif beslenme saatlerinin bilgisine ulaşmamız kolaylaşacaktır. Birkaç av notu sonrasında ortalama bir kanaat oluşturacak bilgiye hali hazırda sahip oluruz. Tabi ki bu karşılaştırmaları yaparken iç ve dış etkenlerin olumlu ve olumsuz noktalarını belirtmemiz elde ettiğimiz bilginin sağlığı açısından önemlidir. Ancak bu şekilde kararlı bilgilerin bulunduğu bir istatistik oluşturabiliriz. Sazan avında istatistik tutmakla ilgili ayrıntılı bilgiyi daha sonra açıklayıcı şekilde blogda paylaşacağım. Gelelim benim edindiğim aynalı sazan pullu sazan farklılıklarına. Bu konu daha çok sazan avını hedef alanlar için biraz fikir verici bir husus olacaktır. Aynalı sazan bildiğiniz pulları seyrek sırt yüzdecinden kuyruğuna kadar üst tarafında tek sıra pullarla ve gövdesinde dağınık ve orantısız dizilim gösteren rengi karın kısmı sarıdan sırtına doğru yeşile çalan renkte bir balıktır. Aynalı sazan pullu sazana yani adi sazana göre daha hareketsiz ve dipten beslenen bir balıktır. Aynalı sazanın pullu sazana göre beslenme rejimi oldukça farklıdır. Bu yüzden aynalı sazanı ve pullu sazanı tek tip bir yemle aynı oranda yakalayabilmeniz mümkün değildir. İkisinden biri kullandığınız yeme daha az ya da daha fazla reaksiyon gösterecek ve popülasyonu göl içinde aynı dahi olsa bu rekabet ortamında fayda etmeyecektir. Aynalı sazan pullu sazana göre daha çok bitkisel olan besinlere reaksiyon gösterir. Küspe civciv yemi mısır hamur boili gibi yemler avlağın durumu yapısı zamanı suyun sıcaklığına göre aynalı sazan avına olumlu ya da olumsuz etki eden yemlerdir. Aynalı sazan avında doğru yemi tercih etmek tamamen tuttuğunuz istatistiğin size göstereceği hususlardır. Yani aynalı sazanı avlamak için bakın şu yem çok etkilidir demek tamamen asılsız üfürme bir bilgidir. Hatta bazen aynı avlakta farklı noktalarda bile aynalı sazan yem seçiciliği farklılık gösterebilmektedir. Bu yüzden sizin aynalı sazan avı yaparken doğru yemi bulmanız tamamen edineceğiniz kendi sağlıklı bilgilerinize dayandırılacak şekilde olmalıdır. Onun dışındaki bilgiler farazidir gerçeklik payı neredeyse yok denecek kadar azdır. En etkili sazan yemini kendinizin bulması en doğrusudur. Aynalı sazanı pullu sazandan ayıran en büyük farklılıklardan biri de yeme gösterdiği reaksiyondur. Aynalı sazan kesinlikle hareket eden yemleri pullu sazana göre daha az tercih eder ve pullu sazandan daha temkinli davranışlar gösteren bir balıktır. Bu balıkların davranışlarını gözlemlerken her avımda kaydetmiş olduğum bilgilerden bir tanesidir. Eğer hedef balığınız aynalı sazan ise olta düzeneğiniz beklemeli ava uygun bir sistem olmalıdır ve kamuflajın da önemli olduğunu belirtmeliyim. Aynalı sazan avında misina seçerken taban yapısının rengine uygun misinalar tercih edilmelidir. Genellikle beden ve köstek koyu renklerden oluşmalıdır. Fluorocarbon misinaları tercih etmemeniz sizin açınızdan daha iyidir. Çünkü fluorocarbon misinalar çok sert yapılı ve mukavemetsizdir. Aynalı Sazan böyle bir misinaya temas ettiği anda o ortamdan hızla uzaklaşacaktır. Bu yüzden soft yani yumuşak misinalar tercih etmelisiniz. Gezer kurşunlu hırsızlı bir takım aynalı sazan avında en etkili sistemlerden biridir. Bilindik üçlü dip oltasından kat be kat verimli olacaktır. Başta da söylediğim gibi yem konusunda söyleyebileceğim tek şey kendi istatistiğinizi tutup ona göre etkili yemler hazırlamaya çalışmak olmalıdır. Onun dışında sağdan soldan öğreneceğiniz etkili yem tarifleri sizin zamanınıza ve emeğinize olumsuz şekilde yansıyacaktır. Pullu sazan yani adi sazanda durum çok daha farklıdır. Bildiğiniz üzere adından da anlaşılacağı gibi pullu sazan vücudunun tamamı iri pullarla kaplı oldukça hareketli ve güçlü bir balıktır. Pullu sazan aynalı sazana nazaran daha üst katmanlarda avını kovalar ve yemlenir. Pullu sazan durağan ve hareketsiz yemlere fazla reaksiyon göstermeyen bir balıktır. Aynalı sazan kadar olmasa da dipten beslendiği gözlemlenmiştir ama en etkili avcılığı hareketli şamandıralı sistemle yapılır. Pullu sazan şamandıralı sistemde ve dalgalı suda en iyi avını verir. Durgun bir suda pullu sazanı yakalamak için sıklıkla yemi hareket ettirmeniz aynalı sazan kadar temkinli olmayan ve aynalı sazana göre çok fazla meraklı olan bu fırsatçı balığı yakalamanızı kolaylaştıracaktır. Pullu sazanın fırsatçı niteliğinden anlayacağınız üzere canlı yeme ilgisi daha fazla olacaktır. O yüzden pullu sazan avında öldürmeden takacağınız iğnede hareket eden solucan en iyi alternatif yem olacaktır. Aynalı sazan için yem hususunda birçok faktörden kaynaklanan seçicilikten dolayı herhangi kesin bir bilgi veremiyor olsam dahi pullu sazanda durum bunun tersidir. Pullu sazan için mısır hamur boili ve çeşitli sentezlenmiş karışımlar sonuç verse dahi canlı yemler kadar etkili olmayacaktır. Pullu sazanı kandırmak aynalı sazanı kandırmaktan zordur. Her ne kadar aynalı sazan kadar temkinli olmayan bir balıksa da pullu sazan için yemin pozisyonu çok dikkat gerektirir. Suda asılı duran doğru ayarlanmış şamandıralı takımın ucundaki hareketli bir yeme karşı koyamaz ama bunu tam olması gerektiği gibi ayarlamak için biraz tecrübe şart. Burada teorik olarak size fikir vermeye çalışsam da pratikte işler çok farklı oluyor. Hatta ben bile bazen evde öngörülerim doğrultusunda ayarladığım takımlarımı avlakta şartlara göre bozup yeniden dizayn ediyorum. Farklı kombinasyonlar denemek zorunda olduğum avlar genellikle avlağın durumunu hesap edemediğim zamanlarda daha sık oluyor. Mesela durgun berrak bir su ile karşılaştığımda kösteklerimi daha ince fırdöndülerimi daha ufak kurşunlarımı yosun rengine boyanmış şekilde yeniden kuruyorum. Bu konuda pratik bir bilgi vereyim. Tırnak ojesi apolar bir boya çeşididir yani suda çözülmez ve çok çabuk kurur. Yanınızda yosun yeşili ya da kahverengi oje bulundurmanız kurşun ve fırdöndünüzü boyayıp kamufile etmenize yardımcı olur oldukçada pratiktir. Pullu sazanla ilgili eklemem gereken birkaç ufak not ise pullu sazanın aynalı sazana göre avlakta dağılım gösterdiği yerlerdir. Pullu sazanlar genellikle kayalık dalganın çarptığı ufak balıkları sıkıştırabildiği dar boğazlar birden derinleşen keskin yarlardır. Trofe pullu sazanlar aynalı sazanların aksine böyle yerlerde daha çok zaman geçirirler. Pullu

sazan
fırsatçı ve hareket kabiliyeti yüksek bir balık olduğu için avını aşağıdan yukarı doğru saldırarak avlar o yüzden derin noktaları tercih eder. Pullu sazanın yemek menüsünde yavru balıklar ve suya düşmesi muhtemel böcekler larvalar gibi canlı gıdalar vardır. Bir balığın beslenme düzenini öğrenip anlamak onu bulmayı kolaylaştıracak bir bilgidir. O yüzden hedef balığımızın yemlenme tarzına özellikle dikkat etmemiz gerekmektedir. Tabi ki bu bilgiler sadece teorik olmayıp benim pratikte edindiğim uzun zaman ve mesai harcayıp gözlemlediğim hususlar olsa dahi başkaları tarafından doğrulanmadıkça sadece teori mahiyetindedir. O yüzden kesinlikle fazla ciddiye alıp bütün sisteminizi verdiğim bilgilere göre oluşturmayınız. Bu bilgiler sadece fikir vermek amaçlıdır ve her avlağa göre değişen birçok etken yüzünden arada uçurum gibi farklar olabilir. Mesela pullu sazanın bu bahsettiğim reaksiyonları göstermesi için avlakta en baskın tür olması elzemdir. Mesela aynı avlakta sudak turna levrek gibi predator yırtıcı etcil balıklar var ise pullu sazanın dağılım noktaları değişecek daha sığ sulara kaçmak zorunda olacaktır. Mesela aynı avlakta yayın balığı varsa derin noktaların hakimiyetini alacak ve pullu sazanı o bölgeye yaklaştırmayacaktır. Yaklaştığı anda avcı yerine av olacaktır. İşte bunun gibi birçok faktör bu konuya yaklaşımımızı istatistik tutarak kararlı hale getirecektir. Neden istatistik tutmamız gerektiği konusunda bu konu size yeterince faydalı olmuştur diye umuyorum. Bol istatistikli avlar dilerim.





Benzer Aramalar:
sazan yemleri nelerdir
aynalı sazan yetiştiriciliği
sazan nasıl tutulur
aynalı sazan avlama teknikleri
gece sazan avı
sazan avı zamanı
sazan avı hakkında






Şamandıralı Olta Nasıl Yapılır?

Şamandıralı olta yapımının püf noktaları

Şamandıralı olta yapımında hangi malzemeler gerekli?

Şamandıralı olta nasıl yapılır





Sazan Avcısı blogu için kullandığım şamandıralı olta takımınmın
özelliklerinden bahsedeceğim. Amatör olta balıkçılığına yeni başladıysanız ilk
karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi verimli ve avcı olta takımlarının nasıl
hazırlandığı ile ilgilidir. Bugünkü yazımızda Şamandıralı olta takımınız nasıl
ve ne için bu şekilde olmasıyla alakalı olacak. Birçok amatör balıkçıya göre
endüstüri haline gelmiş bu pazarın uydurduğu modaya bağlı kalıp sırf tüketici
olmak adına yapılan verimsiz bi o kadar pahalı durduk yere ağır masraflar
çıkaracak gereksiz gördüğüm piyasada değeri araba fiyatlarıyla yarışan takımlar
yerine basit ucuz makul ekonomik ve hepsinden daha etkili olduğunu düşündüğüm
Şamandıralı olta takımı nasıl yapılır ona değineceğim. Amatör olta balıkçılığına
yeni başlamanız ya da uzun sürelerdir amatör olta balıkçılığı yapıyor dahi
olsanız size sunulan seçeneklerin çok dışına taşıyor olduğunuz anlamına gelmiyor
zira bu genel eleştiriyi şu yüzden yapma ihtiyacı hissettim. hemen hemen her
gittiğim avlakta merada karşılaştığım amatör olta balıkçıları ki
karşılaştıklarım genellikle sazan avcıları oluyorlar her zaman pahalı sazan
takımları ile sırf şatafatlı reklamlarda hatta av kanallarındaki bazı
programları izleyip bütçelerinin büyük bir kısmını bu kadar gereksiz taşıması
zor çok fazla ayrıntı ve teferruatı olan olta takımlarına ayırıyorlar. Hayır bu
işin yıllardır içinde olmasam ben de o programların birer viral reklamdan ibaret
olduğunu anlamazdım. Ama işte bunlar hep kapitalist sisteminin yarattığı
alışveriş canavarları için birer yem. Bu durumda avlanan sazan olmakta var işin
içinde. Bu viral reklamlara aldanıp alışveriş yapanların birçoğu avladıkları
şeyin sazan olmadığına bilakis sizi sazan gibi avladıklarının farkına varmanızı
istiyorum. Bu insanlar öncelikle sizin algılarınızı değiştirip yurt dışındaki o
nezih yapmacık göllere bıraktıkları ki bana göre havuzdan başka hiçbir şeye
benzemiyor içerisine bıraktıkları kofanaları anaç büyük iri sazanları hatta
mersin balığı bile çıkıyor arada kullandıkları sistemin başarısını anlatıp
duruyorlar. Lakin o türlü bir beslenmeye şartlandırılmış bu hayvanlar
akvaryumdan bi farkı olmayan yerde tek düze bir rejimle çok uzun sürelerde boili
denen kaba yeme mecbur bırakılıyorlar. Burada lafım boili sistemine değil zira
boili sistemi etkili ve oldukça zekice tasarlanmış bir sazan avı takımıdır.
Burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta boşa para harcadığınız onca düzeneğin
yanında birde boili tatlandırıcı boili kokusu boili aroması gibi inanın bana
hiçbir etkisi olmayan sırf para tuzaklarına itilmemenizdir. İnatla boili sistemi
kullanmak isteyen arkadaşlarım için ilerki konularımda etkili sonuç veren
tamamen test edilmiş gözlemlenmiş istatistiki verilere dayanan boili tarifleri
vereceğim. Ama bana soracak olursanız en etkili ve en fazla av keyfi veren
sistem nedir diye hiç tereddüt dahi etmeden şamandıralı olta takımı derim.
Şamandıralı olta takımının ucuz maliyeti bi tarafa pratik ve bir o kadar
taşıması hazırlaması yapımı kolay olması bu sistemi ısrarla tercih etmemdeki en
büyük nedenlerden bir tanesi. İkinci nedeni ise tabiki şamandıralı olta
takımının diğer sistemlere göre çok daha avcı olmasıdır. Tabiki şamandıralı olta
takımının avcı olabilmesi için nasıl hazırlandığının çok büyük bir önemi var. Bu
sistemi hazırlarken en ufak değişken meradaki avınızı etkileyebilecek büyük
sorunlarla sizi yüz yüze getirebilir. Aşağıya fotorafını da eklediğim kendi
kullandığım şamandıralı olta takımını için kullandığım malzemeleri sıralayarak
bu sistem nasıl yapılır tarif etmeye başlıyorum. Olta kamışı olarak 8-30 atarlı
daiwa marka teleskobik spin kamış kullanıyorum. Olta kamışının boyu 1.70-190
arası herkes için 240’ın üzerinde olmamalı ben daha hafif olması adına 2.10
daiwa kamış kullanıyorum. Ve bu aradaki 30 santimlik kısalık anlatacak olduğum
sistemde kesinlikle negatif bir etki yaratmıyor. Gönül rahatlığı ile boyunuz 190
üzeri değilse pekala 2.10 kullanabilirsiniz. Olta makinesi tercihim fiyat
performans olarak araştırıp birçoğunu gbizzat alıp balık avlarımda deneyip test
ettiğim olta makineleri içinde en iyisi olan okuma safina 40 spin olta makinesi.
Takım hakkında gfiyat vermem doğru olmaz ama ortalama bir olta takımından çok
daha hesaplıdır. Bugünün şartlarıyla yakın bir meraya kendi aracınızla gidip
gelme masrafınız kadar ancak tutar. Yani her türlü riske edilecek kadar minik
bir para. Bundan sonraki malzemelerimiz daha fazla önem arzediyor bu sistemde
monoflament misinadan başkasını kullanamayız dynema örgü misinalar kesinlikle
şamandıralı olta takımı için uygun değildir. Çünkü şamandıramızı ve kurşunumuzu
sabitlemek için boncuk stoper kullanmamız gerekmekte yoksa bu takımın avcı
özelliği olan stabil düzeni kurmamız imkansızlaşır. Benim tercih ettiğim
monoflament misinalar genellikle kök yeşili yada siyahtır. Şamandıralı takımla
kıyı avcılığında önemli bir husustur. Kıyıya yakın olan yosunlar ve göldeki
otlar genellikle bu renkte olacağı için balığımızı huylandırıp kaçırmayacaktır.
Tercihen 0.28 ile 0.33 arası avladığınız balığın cinsine göre ki bu teknikle
alabalık turna kefal kasna sudak levrek ve benim vazgeçilmez favorim aynalı
sazan avınıza göre seçmenizdir. Sazan avında genellikle daha dirençli olan 0.33
milimetre misina kullanıyorum. Misina bobinini içini ılık su ile doldurduğunuz
bir kovaya bırakarak sararsanız ilk sarımda oluşan gam bu sayade olmayacaktır.
Bu püf noktasını biyere not ederseniz ilerde herzaman işinize yarayacaktır. Olta
kamışımıza makinemizi takıp misinamızı makineye sardıktan sonra misinayı
halkalardan geçirip sırasıyla 2 stoper bir adet içten geçmeli 8 gram taşıyabilen
olta şamandırası sonra 2 adet stoper daha en 8 gramlık zeytin kurşun ve altına 2
adet daha stoper takıp ufak bi fırfırla takımımızı tamamlıyoruz. Şu anda
içinizden neden bu kadar stoper taktık ne gereği var diye düşünenler için
hatırlatma yapayım. Bu stoperler bizim hem şamandıramızı hemde kurşunumuzu sabit
tutmaya derinliği o anki şartlara göre hemen ayarlamamıza yarayacaktır. Bu
sistem için bir dipnot düşmem gerekirse bu şamandıralı olta sistemimizde
genellikle solucan kurt sinek arı gibi canlı yemlerin suyun içinde doğal bir
şekilde süzülmesi içindir. Su içinde asılı kalmış canlı bir yem balık türü
farketmeksizin karşı konulamaz derecede çekicidir. Bu yüzden fırfırımız oldukça
ufak zor farkedilebilir olmalı ve kurşunumuz neredeyse şamandıranın tam altına
kadar yukarıda tutulmalı ki yemimiz suyun içinde doğal bir süzülme etkisi
yakalayabilsin. Bu olta takımının en avcı özelliği de zaten bu mantık üzerine
kurulu tecrübeye dayalı bir bilgi birikimiyle oluşmuştur. Fırdöndüden sonra
kösteğimiz ve inemizle takımı tam olarak tamamlamış olacağız ve bu noktada yine
size bazı dikkat etmeniz gereken hususları anlatacağım. Kösteğimiz misina
bedenimizden her zaman biraz daha ince olmalı mesela 0.33 beden kullanıyorsak
köstek ipi 0.30 olumalıdır zira olta iğnemiz oduna çalıya taşa kayaya kütüğe bi
şekilde takılmışsa burada kaybedeceğimiz sadece tek bir tane iğne olur. İnce
olan köstek ipi koparak bedeni ve takımın tamamını kurtarmış oluruz. Gerçi
şamandıralı olta takımının dip oltası kadar takılma riski yoktur hatta dip
oltasına göre şamandıralı olta takımının takılma riski yüzde bir bile değildir.
Yinede ufakta olsa risk söz konusu olduğu için takımın tamamını kaybetmemek
adına ince köstek kullanmak en akıllıca şey olur. Takımımızı tamamlayacak son
şey kösteğe bağlayacak olduğumuz avcı bir iğne. Yine bu iğne seçimi
avlayacağınız balığa göre değişmektedir. Alabalık avında uzun palalı iğneler
tercih edilmesi gerekirken sazan avında iğnenin palası neredeyse ağız kısmıyla
eşit olabilecek kadar kısa olmalıdır zira sazanın ağız yapısı bu sistemde ancak
öyle bir iğneyle tasmalanmaya uygundur. Sudak ve turna için zaten hazır çelik
tel köstekten başka kullanamayacağınız için iğne terchinizde ona göre olmalı.
Ben büyük oranda sazan avı ile ilgilendiğim için aşağıda fotoğrafını paylaştığım
takımım da tamamen sazana göre hazırlanmıştır. İğne tercihin kashime kentsuki 4
numara iğnedir. Kesinlikle piyasadaki bu takım için en avcı sağlam ve canlı yeme
uyumludur. Ben genel itibari ile sazan avında solucan kullandığım için solucanın
sıyrılıp palanın balık tarafından farkedilmemesini sağlayan pala üzerindeki çif
tırnak çentik inanılmaz kullanışlı hale getiriyor bu takımı. İstediğiniz süratte
oltanızı yemin sıyrılma düşme korkusu olmadan istediğiniz uzaklığa atabiliyor
olmanız hem içinizin rahat etmesine hemde asıl amacımız olan yemin suyun içinde
doğal salınımına imkan vermesi bakımından vazgeçilmez bir seçenek olarak takım
çantamın baş köşesinde her zaman duruyor olacak. Bir sonraki yazımda şamandıralı
olta ile szana avlamanın püf noktalarına ve zamanım yeterli olursa ki umarım
olur bahçede hem vermikompost üretimi hemde kendi solucanınızı kendiniz nasıl
yetiştirebilirsiniz gibi konularla ilgili olacak. Nette bu türlü konulara göz
gezdirip acaip şekilde bilgi kirliliği yanlışlar ve hurafeler gördüm. Bu
konuları da tek tek aydınlığa kavuşturmam gerektiğine kanaat getirdiğim için
önceliği bu konulara vermek istiyorum. Şimdilik saygı ve sevgiyle kalın
birdahaki konuda görüşmek üzere Usta Balıkçı Işbara




konu ile ilgili:
Şamandıralı olta malzemeleri
Şamandıralı olta nasıl yapılıyor
mantarlı olta nasıl yapılır
olta yapmak için ne gerekli

Atçek ile baklık avlama yöntemi. Hangi balık için hangi meps?

Atçek ile baklık avlama yöntemleri. Hangi balık için hangi meps kaşık sahte rapala yada silikon Kullanılmalı?


At çek yöntemiyle nasıl balık yakalanır


At çek isminden de anlaşılacağı gibi oltanızın ucunca bulunan sahte yem kaşık rapala sassy şasi meps yada silikon yemleri bu yönteme uygun olan oltanızın ucuna bağlayı başka bir yem kullanmadan kıyıdan ya da yekneden bulunduğunuz noktanın en uzağına atıp geri çekmek sureti ile yapılan Balık avlarının bütününü kapsar. Atçek ile yapılan balık avlama ygönetmleri en çok efor sarfedip güç harcadığınız balık avlama tekniği olmakla birlikte atçek yöntemiyle avlanmak için geliştirilen olta sistemleri gün gün gelişip hafifleşmektedir. Zira atçek yöntemi ile ağır bir takım kullanılması kolunuzun çok çabuk yorulmasına neden olup bir avınızı erken noktalama yada kısa aralıklarla dinlenmek mecburiyetinde bırakacağı için o gününüz balık avlamaktan ziyade atçek takımlarınızın ağır olması sebebiyle balık avlşamaktan çok yorgunluğunuzu gidermeye çalışmakla geçecektir. Atçek yada at çek yöntemiyle avlanmak için göz önüne almanız gereken oldukça fazla kriter ve dikkat etmeniz gereken yığınla husus olduğunu belirtmeliyim. Öncelikli olarak atçek yöntemimde bilmeniz gereken bir numaralı kural at çek yöntemiyle yakalayacağınız balık türünü predetör yani avcı balıklar olduğunu bilmenizdir. yani atçek ile avlamak istediğiniz balıklar avcı balıklar olduğunu aklınızdan çıkarmamanız gerek. elinize bir Atçek olta takımı aldığınızda otomatikman sazan ve türevi dipten beslenen ağır kanlı balık türlerini tamamen o gün menünüzden çıkarmanız gerekiyor ama avcı balıkların size yaşatacağı heyecan adrenalin zevk tabiki tabağınızı süsleyen eşsiz lezzetinide hesaba katacak olursak çokta kötü bir iş yaptığınız söylenemez. bu durumda avcı balıkları hedef aldığımız bu sistemin incelikleri sahteye verilen aksiyonun önemi ve değeri biraz daha artıyor. Atçek yönteminde ilk başta hangi balığını hedef aldığınızı avlağa gitmeden hatta malzemelerinizi oluştururken göz önüne almalısınız. mesela alabalık için fly gibi etkili yöntemler olsa da atçek kullanımı daha az masraf ve tecrübe gerektirir. zira fly atçek benzeri bir avlanma tekniği olsa da oldukça pahalı malzeme ve kullnımındaki zorluklar sizi kolayca bu işten vazgeçirebilir ki yurdum insanı fazla zoru sevmez bu yüzden ülkemizde fly avcılığı neredeyse hiç gelişmemiştir dememizde hiç bir sakınca görmüyorum. Bu yüzden at çek yöntemi üzerinde durulması irdelenip sonuca ulaşabilecek en etkili yöntemlerin değerlendirilip eldeki imkanları maksimum düzeyde kullanabilemk için hedef odaklı bu makalemizde sizlerin de tecrübelerini yorum olarak bizlerle paylaşmanızı temenni ederek yazımızın asıl konusu olan atçek yönteminin hedeflenen balık cinslerine etkili kullanımı hakkındaki düşüncelerimizi sevgili blog takipçilerimle paylaşmak istiyorum.
Atçek yöntemi bildiğiniz üzere tatlı su balıkçılığında sudak, turna, tatlı su levreği, güneş levreği, tatlı su kefali, kasna, alabalık, bıyıklı balık gibi geniş bir balık faunasını hedef alır. Ama her balığın değişik aksiyonlara tepki vermesi bu işi biraz çetrefilli hale getirip amatör balıkçıları zorlayabilmektedir. Bu noktada hedeflediğimiz balığın atçek yönteminde gösterdiği reaksiyonu iyi analiz etmek bu işin püf noktalarından biridir. Sık sık avlakta karşılaşıp komik durumlara düşmüş avcı arkadaşlara rastladığım da olmuştur. Siz hiç sahte sinekle turna avlamaya çalışan gördünüz mü :) Bu gibi durumlara düşmemek için atçek yöntemine başlamadan önce ön hazırlık ve ön bilgi edinmeniz sizi en azından bu işe başlamadan hevesinizin kaçmaması için yeterli olacak bir artıdır. Bu minvalde bir sonraki makalemizde atçek avcılında kullanılan malzemelerden olmazsa olmaz elzem bilgilerden bahsedecem. Nededeyse farklı bir kategoride değerlendirilebilecek olan spin Olta düzenekleri ve atçek ile balık avlama yöntemleri içinde birçok detay barındıran ve bu detaylardan yola çıkarak her avlağa göre değişkenlik gösteren avlanma yöntemleri olmasından dolayı tek başlıkta bu konu ile ilgili herşeyi bir çırpıda anlatmak mümkün olmuyor. spin oltaların kamış makine kombinasyonundan misina seçimine kadar bir çok parametre ve bu parametrelerle direk ilintili avlakların su durumu mavsim faktörü Balık avladığımız çevredeki yoğunluk ses kirlilik gibi etkenler başlı başına bu işi meşakatli ve amatör balıkçıyı zorlayan sebepler olarak karşımıza çıkıyor. Amatör balıkçılığa gönül vermiş insanlar olarak bu olumsuz şartları berataraf etmek balık avlamaktan zevk alabilmek adına şartları biraz zorlamamız gerekmekte. işte bu noktada yapılması gerekenler hususunda üzerimize amatör balıkçılar olarak birçok görev düşüyor. respect idea.. Bana göre amatör balıkçılık tabiri kullandığımız bu eylem içinde barındırdığı birçok erdemi gözardı edenlere bu değerleri hatırlatmamız adına yeniden şekillendirilmeli. Avlağı babasının malıymış gibi kullanıp kimseye saygısı olmayan çevreyi şehir çöplüğüne çevirip sadece diğer insanları değil o gölde derede hayat mücadelesi veren bütün canlı faunaya içinde saygının bulunduğu bir eyleme dönüşmesi adına hep birlikte öncelikli çalışmamız gerekmekte. Ben bu hatırlatma gereği duyduğum konunun balık yakalamayı öğrenmekten daha elzem olduğunu düşünmekteyim. Atçek nasıl yapılır başlıklı konumuzun içinde böyle temennilere yer verdiğim için kusura bakmayın ama takkeyi önümüze koyup düşünmeye başlamadıkça yakında oltayı elimize alıp avlağa gittiğimizde balık tutmak yerine gölden plastik poşet ve bira şişelerinden başka bir şey çekemeyeceğiz. ilk öncelikli hedefimiz gittiğimiz her avlakta kendimiz dikkatli olduğumuz kadar avlağa zarar veren tiplerede müdahil olmaktır. bu serzenişleri bu başlık altına yazıyorum biraz alakasız ama başka türlü kimse okumuyor ne yazık ki. birçok platformda dile getirmiş olsamda kefal nerde bulunur gibi başlıkların gölgesinde kaldı. umarım amatör balıkçılarımız bohçacı zihniyetinden kurtulup daha duyarlı hale gelirlerde biz de asıl ilgilenmemiz gereken konulaea daha fazla kafa yorup ağırlık verebiliriz. Bir sonraki yazımın devamında spin olta kombinasyonu Olta kamışı seçimi spin olta makinelerinde dikkat edilmesi gereken hususlar atçek balıkçılığına uygun misina seçiminden bahsedeceğim. Diğer konularımda daha yararlı keskin ve sonuç odaklı balık tutma tekniklerinden ve birçok teorik bilgiyi blog takipçilerimle paylaşmayı hedefliyorum. Diğer konularımda Alabalık için avı için kullanılması gereken malzemeler uygun olta ve kamış kombinasyonları en avcı mepsler. Sudak için en iyi misina seçimi şasi ve silikonlar, En verimli Turna kaşıkları Olta düzeneği, tatlı su kefali için meps ve sahte özellikleri ile tatlı su levreği için gereken olta düzeninden bahsedeceğim. şimdilik yazıma burda nokta koyuyor başarılı ve güzel avlar keyifli bir balık avı diliyorum.


ilgili olabilecek tanımlar: Atçek ile balık yakalama Atçek olta kamışları at çek için olta makinesi seçimi At çek ile nasıl balık tutulur

yılan balığı nasıl yakalanır? yılan balığı yakalama teknikleri.

YILAN BALIĞI

yılan balığı nasıl yakalanır? yılan balığı yakalama teknikleri.



Yaşam hikâyeleri düşünüldüğünde en ilgi çekici birkaç balıktan birisidir yılan balığı. Yanlış olduğunu bilmeksizin çoğu insanın düşündüğünün aksine şekil ve dolayısı ile isim benzerliği dışında gerçek yılanlarla herhangi bir akrabalıkları yoktur. İnce uzun ve yılanvari gövdesi ön kısımda silindirik bir yapıda olup anüsten sonra kuyruğa doğru yanlardan yassılaşmaya başlayarak bir yüzgeç özelliği kazanır. Diğer balıklardan farklı olarak sırt, kuyruk, anal ve karın yüzgeçleri birleşerek vücudun arka yarısını üstte ve altta boylu boyunca kateden tek bir yüzgece dönüşmüştür. Yayın ve karabalık gibi pulsuz bir deriyle kaplı görünmesine rağmen bu deri içerisine gömülü halde -gözle görülemeyecek kadar küçük- binlerce pula sahiptir. Deriyle örtülü olan solungaç yarıkları yan yüzgeçlerin önünde küçük bir delikle dışa açılır. Baş ucunda tüp şeklinde burun delikleri bulunan yılan balıklarının çeneleri tek sıralı ve küçük diş dizilerine ev sahipliği yapar. Vücut rengi yaşa göre bazı değişimler sergilemekle birlikte ergin dönemde koyu gri-siyahtan koyu yeşil ve koyu kahverengi tonlara değin bir dizi farklılık gösterir. Yetişkin hale gelmiş dişi bir yılan balığının genel rengi sarımsı-kahverengi olmasına karşılık erkek balıklar hem onlardan daha küçük hem de siyahidirler.
Yılan balıkları sadece beslenme ve büyüme sürecini tatlı sularda geçirirler. Üreme ise yaşamlarını ilginç kılan ve hâlâ bazı önemli bilinmezleri barındıran gizemli bir olgudur. Üreme tüm dünyada sadece güney Amerika kıyılarından Atlantiğe bakan Meks*ka Körfezi'nde, Sargossa Denizi olarak bilinen mevkinin derinliklerinde şekillenir. Diğer bir ifadeyle Japonya'dan yola çıkan yılan balığı da Türkiye'den ya da İngiltere'den yola çıkan diğer yılan balıklarıyla aynı yere -doğruca Sargossa Denizi'ne- doğru binlerce kilometrelik bir yolculuğa çıkar. Üremeyle ilgili bilinen gerçeklerden birisi de yetişkin yılan balıklarının on yılı aşkın tatlı su yaşamından ve üstesinden geldikleri onca zorlu yaşam mücadelesinin sonunda sadece bir kez döl vererek bunun sonrasında öldükleridir. Denizle bağlantısı kesilmemiş tatlı su havzalarında 10-12 yaşını aşmış yetişkin bireylere şimdiye değin rastlanmamış oluşu ve yarım yüzyıldır küresel anlamda yapılan markalama çalışmalarında geriye döndüğü tespit edilen bir bireye dahi rastlanılmaması, bu tespiti sağlamlaştıran en önemli kanıtlardır.

Yılan balıkları özellikle gece aktifleşen etobur canlılardır ve bulundukları merada yaşayan her türlü küçük canlıyı besin olarak tüketirler. Gün içerisinde taşlık-kayalık kuytuluklarda, dehliz ve oyuklarda gizlenen balıklar geceyle birlikte ciddi bir hareketliliğe girerek gün doğumuna değin beslenmeyi sürdürürler. Özellikle akarsuların sazlık, kamışlık kıyı dokusu yakınında yaşam sürdüren yılanbalıkları solucan gibi karasal orijinli yumuşakçalarla ve kurbağa gibi amfibyumlarla yemlenmiş dip bırakmalarıyla kolaylıkla yakalanırlar. Çoğu zaman yayın, karabalık ve tatlı su kefali için kullanılan yemli dip bırakmalarına da itibar ettiği olur.

Yurdumuzun hemen hemen tüm akarsularında bulunan yılan balıklarının son yıllarda aşırı miktarda ve boy seçiciliği olmayan gereçlerle bilinçsizce avlanması yetmez gibi beslenme sahaları üzerine kurulan baraj ve benzeri su yapılarında buraya ulaşan balıkların yapının diğer tarafındaki yukarı yahut aşağı havzaya geçişlerine olanak tanıyacak balık geçitlerinin ihmal edilişi veya çalışır durumda tutulmayışı gibi diğer nedenlerle hayli azaldığını görmekteyiz. Ne yazık ki yukarıda anlatılan türe özgü üreme etkinliğinin değişmez prensipleri gereği insan eliyle üretimi teknik olarak mümkün olmayan yılan balığına dönük mevcut tüketim talebinin tamamen doğal stoklar üzerinden karşılandığı gerçeği sürekli ihmal edilmekte, koruma ve kontrol mekanizması bunun gibi üremek adına denize çıkış önceliği olması gereken türlerde etkili olarak işletilememektedir. Buna karşılık oldukça uzun ve zahmetli yaşam mücadelesinin sonunda sadece bir kez üreme şansı bulunan yılan balıklarının hiç yoksa bundan ötürü hakettikleri saygıyı görmeleri gerektiğine inanıyorum. Olta balıkçıları olarak bizlerin, üzerinde yaşadığımız coğrafyayı bizlerle paylaşan diğer canlıları hele hele ortak ilgimizi oluşturan balıkları iğnemizin ucunda olmadıkları zamanlarda nasıl yaşadıkları sorgusuyla tanımaya çalışmamız, bunun da ötesinde her yeni bilgi ve gözlem ile doğaya ve barındırdıklarına bir oltacı olarak saygı duymayı öğrenmemiz gereklidir. ÖZetlediğim bu bakış açısı oltacılık konusunda bilinçlenmenin ilk ve sizlerle paylaştığım öğretinin en önemli adımı olarak kabul edilmelidir.


YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı



Yayın balığı Nasıl yakalanır? Yayın balığı yakalama Teknikleri.

Yayın balığı Nasıl yakalanır? Yayın balığı yakalama Teknikleri.



Yayın balığı Kelebicin (gelebicin) ve özellikle genç bireyleri için kullanılan kelebek, yaygınlaşmış diğer yerel isimleridir. Göllerin ve nehirlerin milli, çamurlu diplerinde, batak kıyılarına yakın sığlıklarında yaşarlar. Tabanda açtığı ya da bulduğu oyuklarda, çok yıllık bitkilerin kök ve gövde enkazları altında yuvalanma eğiliminde olan gececil yırtıcılar olan yayınlar gün içerisinde bu alanlarda gizlenip havanın kararmaya başlamasıyla birlikte harekete geçerler. Gerek görünümü ve gerekse ekolojisiyle güneydoğulu akrabası Mezopotamya yayınına (Silurus triostegus) ve güneyli akrabası karabalığa (Clarias lazera) benzer özellikler taşır. Ancak yan yana getirildiklerinde birbirilerinden aslında ne denli farklı oldukları rahatlıkla görülebilecek kadar farklılaşmış apayrı tatlı su türleridir. Pulsuz olan vücudu kalın derisi altında yer alan mukus bezlerinin yoğun salgısından ötürü oldukça kaygan bir o kadar da mukavimdir. Sırtının nispeten orta kısmında konumlanmış olan ve dumura uğramış oldukça küçük bir sırt yüzgecine karşılık gövdenin altında anüsün (sidikliğin) gerisinden başlayarak kuyruk yüzgeci kaidesine değin vücudu boylayan büyük bir dışkıl yüzgece sahiptir. Vücut geneline hâkim olan renk, açıklı koyulu gridir. Bazen hafif sarı-kahverengi tonlamalara sahip mermer desenli bireylerde görülebilir. Solungaçların yan ve alt kısmıyla altçene ve karın bölgesi ise koyu renkli gövde rengine karşılık kirli beyazdır.

Yayınlar, etçil beslenme alışkanlığı sergilediklerinden bulundukları havzada besin piramidinin en üstünde yer aln türlerdir. Erginleşerek yetişkin özellikleri kazanmış bir yayının tam anlamıyla hâkimi olduğu tatlı su coğrafyasında herhangi bir doğal düşmanı olmayıp gerçek ve eks*ksiz bir yüzgeçli tirandır. Özellikle Çukurova bölgesinde yer alan Ceyhan ve Seyhan havzalarında anlatılan eski hikâyelerde akarsu ve göllerin kıyıya yakın bölgelerinde taşların üzerine çıkarak devasa cüssesiyle öylece durup güneşlenen yayınlardan bahsedildiğine rastlansada müspet anlamda böyle bir gözlem yapılmamıştır. En uzun çifti ağız kenarlarına doğru üstçenede, daha kısa olan diğer iki çiftiyse altçenede yer alan tat'a ve harekete duyarlı gelişkin bıyıklarıyla -ister ölü ister canlı olsun- tüketebileceği her türden hayvansal besini -görüş imkânı sunmayan bulanık sularda bile- tam bir kesinlikle bulabilecek kabiliyettedir. Altçene üstçeneye göre biraz daha iri ve öne doğru çıkıntılı olup her ikisinde de çok sıralı ve geriye doğru kıvrılmış küçücük dişlerden müteşekkil güçlü diş tablaları yer alır. Yan yüzgeçlerinin ilk ışını oldukça gelişerek sertleşmiş ve bir yanında testere gibi dişli çıkıntılar bulunan özel bir yapı kazanmıştır. Bu yüzden iri balıkların kıyıya alınması ve bırakıldıkları zeminde zaptedilmeleri anında bu kemik dişlere sahip yüzgeç ışınları kollanarak istenmeyen yaralanmaların önüne geçilmelidir.
Yayınlar, yaşadıkları alanda taban dokusu içerisinde yer alan yumuşakçalardan, gümüş, sazan, bıyıklı balık, çapak gibi balıklara, kerevitten kurbağaya, kıyısal alanda barınan sıçan ve fare gibi yer yer suya giren kemirgenlere kadar hemen her türlü canlıyı avlayarak hayatını sürdürür. Vücut büyüklüğüne nispetle oldukça küçük sayılabilecek gözleri yaşadığı bulanık ve çamurlu meralarda seçici bir duyu olarak değer taşımaz. Bu yüzden bıyık olarak adlandırılan ağız çevresindeki duyargalar, çok fonksiyonlu algılayıcılar olarak balığın bulunduğu çevreyi fizik ve kimya yönünden yorumlayabilmesine imkân sağlayan en önemli duyu organlarıdır. Her türlü taze ve canlı yemle yemlenmiş dip bırakmalarıyla başarılı şekilde yakalanabilen yayın, yurdumuzun genelinde yayılım göstermektedir.

YEMLER

Canlı Yemler Kurbağa, yılanbalığı , gümüş , sazan , bıyıklı balık , çapak , kerevit
Taze Yemler Tavukların ve geviş getiren hayvanların sakatatı, kısmen kokuşmuş balıklar
Yapay Yemler Kurbağa ve semender şeklinde sasilere takılmış döner kaşıklar (spinner), benzer şekilde yapay yemli diğer döner kaşıklar (spinnerbait)

Turna Balığı Nerelerde Bulunur? Turna Nasıl Yakalanır?

TURNA

Turna Balığı Nerelerde Bulunur? Turna Nasıl Yakalanır?



Turna balıkları farklı görünümüyle diğer tatlı su yırtıcı balıklarından kolaylıkla ayırt edilebilen ve oldukça hızlı bir balık olan turna balığı etkileyici karakterlere ve muazzam bir görüntüye sahip balıklardır. baskınlık kurdukları her bölgede besin piramidinin en tepesinde yer alan bu yırtıcı balıklar, aynı türde diğer balıklar turna yavruları da (turnalar) dahil olmak üzere her türlü yutabilecekleri canlı üzerinden seçici davranmaksızın doymak nedir bilmeden beslenirler. hatta merada rastladıkları su kuşlarından kıyıda gezen farelere kamışlıklarda yuvalanan fareler gibi diğer küçük kemirgenlerden kurbağa ve semender gibi iki yaşayışlılara kadar hemen her türlü canlıyı, baş edilmesi zor bir avlanma baskısı altına alarak tüketirler.
Hidrodinamiğe ilgili bir mühendisi kıskandıracak nitelikteki torpil şekilli uzun silindirik vücudu yanında, vücudunun oldukça gerisinde, neredeyse birbiriyle aynı hizada ve eş büyüklüğe sahipi -altlı üstlü- sırt ve dışkıl yüzgeçleri turnanın güçlü kuyruğuyla oluşturduğu itkiyi kontrol ederek şimşek hızında atılmalar ve kısa menzilli fişeklemeler yapabilmesine olanak tanır. Hemen her büyüklükteki durgun su alanında ve ırmakların nispeten serin aktığı derin yataklı bölgelerde tek başlarına yaşarlar. Sualtındaki yoğun bitki koruluklarıyla kıyıdaki kamışlıkların etrafını seven, buralarda gizlenerek yakınından geçen canlıları pusuya düşürerek geçinen gözüpek yırtıcılardır.
Vücutları genel olarak esmer tonlu sarımtırak yeşil renkte olup -yaşa ve meraya göre değişmek koşuluyla- genç bireylerde karına doğru inen düzensiz şeritlere ve daha yaşlı bireylerdeyse iri esmer benekli karışık desenlere rastlanır. Başlarının önemli bir bölümünü oluşturarak hayli iri dişlerle donanmış büyük ağızları neredeyse dev bir ördek gagasını andıran kendine özgü şekliyle turnanın sahip olduğu en belirgin görsel karakterdi şekillendirir. Ağzın ön ucunda altçenenin üstçeneye göre biraz daha ileri çıkık olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Ağız kenarlarında, enseyle göz etrafında fark edeceğiniz küçük ve sıralı gözenekler, balığın hem bulanık suda hem de karanlıkta yakınındaki alanı fizik ve kimya yönünden algılamasına yardımcı duyu hücrelerine açılan küçük kanalcıklardır.
Yem olarak her türlü tatlı su balığı ve çaça, sardalye, hamsi gibi deniz balığının canlı ya da ölü olarak kullanıldığı şamandıralı bırakma donamları turna için yeterlidir. Bununla birlikte no.3 ve üzeri boydaki düz ve dalgalı şekilde bükülmüş döner kaşıklar, düşük hızlı sarımlarda bile kolay yalpalanan geniş ve çukur yalpa kaşıkları, yüzeyden ve orta sudan gelen 5-15 cm aralığındaki tüm yapay yemler, zokayla donatılmış sasiler ve yemli döner kaşıklar turna oltacılığında kullanabileceğiniz diğer donamları örneklemeye yeterlidir. Özellikle turuncu ve kırmızı sırtlı yalpa kaşıkları ve meraya bağlı olmak koşuluyla orta sudan sürütülebilecek 7-12 cm.lik sahte balıklar turna avında başarısı bilinen belirgin yapay yem gruplarıdır. Turna oltacılığında bırakma donamların kullanılması durumunda, bulunulan meranın tabanı su bitkileriyle kaplı olan ve tercihen kıyıdaki saz ve kamış öbekleriyle perdelenen -zayıf akıntılı veya tamamen durgun- bölgelerini denemenizi öneririm.

YEMLER

Canlı Yemler Kurbağa, semender, tüm tatlı su balıklarının genç bireyleri
Taze Yemler Kurbağa, semender, tüm tatlı su balıklarının genç bireyleri yanında benzer boy ve yapıdaki deniz balıkları
Yapay Yemler Döner kaşıklar (spinner), Yemli döner kaşıklar (spinnerbait), yalpa kaşıkları, yüzeyden gelen ve kısmen dalan sahte balıklar (voblerler)

Tahta Balığı Nasıl yakalanır?

Tahta Balığı



Akçapak, gümüş çapak isimleriyle de anılırlar. Vücut geneline hakim olan gümüş rengi sırtta esmer tonlar kazanır. Genel görünümüyle benzediği çapaktan daha küçük yapısı, yan yüzgeçleriyle karın yüzgeçlerinin turuncu kırmızımtırak renkte oluşuyla kolaylıkla ayırt edilir. Vücut yanlarında yanal çizgiyle sırt kamburu arasında yatay vücut eksenine paralel şekilde belli belirsiz 7-10 adet soluk koyu tonda bant görülebilir. Ense köküyle sırt yüzgeci arasındaki ince hat vücut geneli orta irilikte pullarla kaplıdır. Ağır akışlı nehirlerde ve göllerde küçük gruplar şeklinde yaşayan tahta balıkları, kıyı önündeki eriştelik meralarda, bitki varlığı yönünden zengin sualtı korulukları ve çevresinde yumuşak taban döküntüleri arasında kan kurdu türünden çamurda yerleşen kurtçukları, çeşitli böcek larvalarını ve diğer tatlı su yumuşakçalarını tüketirler.
Küçük ve silindirik yapıda dişsiz bir ağıza sahip olan tahta balıkları toprak solucanıyla, muhtelif böcek türlerinin tırtıllarıyla, çeşitli kınkanatlılara ait tombul larvalarla ya da sinek kurtçuklarıyla yemlenmiş şamandıralı orta su veya dip bırakmalarıyla yakalanırlar. Bulundukları merada belirli alanların yemlenerek balığın etkinlik sahasında tutulmaya çalışılması şamandıralı bırakmalarla yakalanan diğer balık türlerinde olduğu gibi tahta balığı oltacılığında da olumlu sonuçlar vermektedir. Şamandıralı donamlarla yapılan oltacılık ugulamalarında hedeflenen en önemli türlerden birisi olan tahta balığının ülkemizde doğal olarak yayılım gösterdiği alanlar Karadeniz Bölgesi'nin orta ve batısı ile Trakya'daki tatlı su havzalarıdır.

OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı, böcek larvaları ve tahıl sineklerinin larvaları
Hamur Yemler Pişmiş ekmek hamuru

sis balığı nasıl yakalanır?

SİS BALIĞI



Aynı cinste yer alan kardeş türü koca ağız (Aspius aspius) gibi üyesi bulunduğu sazangiller ailesinin güneyde yaşayan ikinci etobur balığıdır. Bulunduğu iklim kuşağında yayın balıklarıyla birlikte besin zincirinin tepesinde yer alan en baskın yırtıcılardır. Yem kovalamayı kolaylaştıran ideal gövde modeline sahip sis balığının ağzı yukarıya doğru eğimli bir şekilde vücut eksenini ortalayacak şekilde konumlanmıştır. Koca ağıza göre çok daha küçük pullarla kaplı olan vücudu sırt kısmında esmer gri tondan yanlara doğru gümüş-beyaz renge döner. Dicle ve Fırat nehir sistemine bağlı olan oldukça geniş bir havzada yayılım sergilerler. Bu yönüyle ılıman ve sıcak iklim kuşağında bulunan orta yükseklikteki platolardan aşağı ovalara yol alan nehirlerin orta şiddette debili ve yatağının genişlediği barbus bölgesinden, bu nehirlerin denizle birleştiği ağır akışlı, derin ve bulanık mansaplara kadar geniş bir sahada yayılım gösterirler.
Sis balığının mönüsünde bıyıklı balık, sazan, gümüş, yılan balığı gibi ağızlayabileceği büyüklükte olan ve aynı merayı paylaştığı bütün balıkların genç bireyleri, semender ve kurbağa gibi amfibyumlar yer alır. Aynı zamanda iri yetişkinlerin tıpkı turnalar gibi havzada yaşayan ördek, sakarmeke gibi su kuşlarının yavrularını yediği de bilinmektedir. Adı geçen balıkların ve amfibyumların ölü/canlı yem olarak kullanıldığı bırakma donamlarının yanı sıra, her türlü yapay yemle başarılı şekilde oltacılıkları yapılabilir. Özellikle no.4 ve üzeri büyüklükteki döner kaşıklar, yemli (sasili) döner kaşıklar, farklı ağırlık gruplarında olan yalpa kaşıkları ve meraya bağlı olmak koşuluyla yüzen özellikteki yüzeyden ve orta sudan gelen voblerler başarısı bilinen yapay yem gruplarıdır.

Kullanılacak donamın Ø0,30-0,35 mm. geçmeyen polimer yapıda bir naylon monofilaman misinadan tercih edilmesi hafif olduğu kadar sağlam bir bedenin oluşturulmasına olanak sağlar. Ağızlarında herhangi bir diş yapılanması ve kesici aksam bulunmadığı için çelik tel ve benzeri malzemelerle yemin kılavuzlanmasına gerek yoktur. Ancak oltaya yakalandıktan sonra oldukça sert ve ilk başta süreklilik gösteren dönüşler yapmalarından dolayı misinanın gamlanarak zayıflamasını engellemek için mutlaka uygun kalibrede bir fırdöndünün, donamın 30-50 cm gerisinde bedenle ilişkilendirilmesi oldukça fayda sağlayacaktır. Sudak, turna ve koca ağız avı için önerilen bütün donamlar sis balığı avında da başarıyla kullanılabilir. Ağır akışlı ve bulanık akarsu meralarında olta bedeninin Dyneema standartı multiflaman olta iplerinden tercih edilmesi böylesi meralarda sıklıkla karşılaşılan hareketli ve yüzer konumda ki ilişkenlere karşı takımınızı güçlendirecektir.
Ortadoğu ve Mezopotamya orijinli sis balıklarının ülkemizde doğal olarak yayılım gösterdiği alan Dicle ve Fırat Havzasının yer aldığı güneydoğu ve doğu Anadolu bölgeleridir.

OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Kurbağa, semender gibi amfibyumlar, tüm balıkların genç bireyleri
Yapay Yemler Döner kaşıklar (spinner), yemli döner kaşıklar (spinnerbait), yalpa kaşıkları, yüzeyden gelen sahte balıklar (popperler), kısmen dalan sahte balıklar

SİRAZ (Sarıbalık) Nasıl tutulur? Siraz Balığı nerede bulunur?

SİRAZ (Sarıbalık)



Yayılım gösterdiği bölgelerde aptalca ve sarıbalık adlarıyla da tanınan siraz; Sazangiller ailesine bağlı (Cyprinidae) Capoeta cinsinin bir üyesidir. Ancak aynı isim benzer ekoljileri paylaşan -çoğu minör farklılıklarla birbirinden ayırt edilebilen- diğer capoeta türleri ve alttürleri içinde ortak olarak kullanılır. Yurdumuzun farklı ekolojilerine uyum sağlamış bilinen altı alttür'ü bulunan siraz, barbus zonu ve abramis zonu olarak tanımlanan orta ve yüksek irtifalı platolardan daha alçak kesimli vadilerin arasına doğru orta şiddetle akan çaylarla ırmakların geniş dirseklerle dönerek havuzlandığı meralarda varlık gösteren bir balıktır. Bu sular genel olarak, bulunduğu irtifa gereği sıcaklığı 15-17 C°nin üzerine çıkmayan en çok 1,5 m derinliğe sahip, tabanında iri ve yuvarlak taşlarla kaplı kısmen çamurlu kırmalık meralar içeren nehir yataklarıdır.
Bulundukları çevrede yoğun gruplar halinde yayılan sirazlar başlarının önünde alt kısımda konumlanan ve at nalı şeklinde bir ağza sahiptirler. Silindirik ve ince-uzun vücutları ile nehirlerin endamı güzel balıklarının başında gelirler. Pulsuz ve geniş başları bu balıklara oldukça sempatik ve çocuksu bir çehre kazandırmıştır. Özellikle güney bölgelerimizdeki yaşam alanlarında çoğu zaman bıyıklı balık (Barbus spp.) türleriyle karışık populasyonlar şeklinde varlık gösteren siraz, üreme dönemi arifesinde ve ılıman mevsimlerde karın bölgesinde oldukça hoş sarılıkta yer yer turuncu kızarıklıkta renklenmeler sergiler.Çok benzedikleri ve sıklıkla karıştırıldıkları bıyıklı balıklardan farklı olarak sadece ağız kenarında ve farklı siraz türlerine göre uzunluğu değişiklik gösterebilen bir çift kısa bıyığa sahiptirler. Özellikle sahip olduğu keratin dokulu, tırnaksı dolayısı ile güçlü dudaklarını kullanarak taban dokusunu oluşturan irili ufaklı taşların yüzeyinde yetişen alg (genel anılışıyla yosun) kolonilerini ve bunların arasında gezinen küçük eklembacaklılarla su yumuşakçalarını tüketir. Sığ ve berrak alanlarda taşların üzerinde gezinen ve taşın yüzeyindeki canlı yeşil dokuyu tıraşlarken verdikleri yan yana görüntü çok güzeldir.

Oldukça ürkek hayvanlar olan sirazlar, rahatsız edilmeyen tenha alanlarda yaşarlar. Sese oldukça duyarlı olan siraz, ani ses ve titreşimlere hızla reaksiyon vererek birdenbire ortadan kaybolmakta çok ustadır. Bu yüzden merasında sessiz ve sakin hareket etmek, siraz oltacılığında dikkat edilmesi gereken en önemli noktadır. Bitkisel ağırlıklı bir diyete sahip olan sirazlar, tahıl taneleriyle ve bu tahılların unu kullanılarak hazırlanan karma hamurlarla yakalanırlar. Ağızları balığın boyuna koşut olarak ortalama bir genişliğe sahip bulunmasına karşın, dar bir boşluğa bağlandığından çok fazla açılamaz ve bu yüzden sirazlar yemi ağızlamak yerine ısırıp sıyırmak suretiyle yutarlar. Bu durum iri yemleri almakta zorlandıkları anlamına gelir ki bu yüzden küçük boyda iğnelerin ve yemlerin kullanıldığı donamlar çok daha başarılı siraz avcılarıdır. Kuvvetli kafa vuruşlarıyla oltaya karşı mukavemet gösteren siraz en fazla Ø 0,30 mm yumuşak naylon bir misinanın kullanıldığı 6-8-10 numara kısa dirsekli, çapraz tek iğneli donamlarla rahatlıkla yakalanabilir.
Farklı siraz türleri birbirine benzeş vücut özelliklerine sahip olsalar da hem tür farklılığı hem de mera değişimi, vücut rengi ve deseninde temel farklılıkların görülmesine neden olmaktadır. Capoeta capoeta türü sırtta esmer kahverenginden yanlarda kehribar rengine ve karında açık turuncu, kiremit rengine dönebilen sarı tonların ağırlıkta olduğu bir dona sahiptir. Capoeta capoeta angorae'nin bazı formlarındaysa renk, sırtta koyu gri-siyahken yanlarda gümüşi beyaz olup vücut geneline dağılmış düzensiz koyu renk beneklerle çilli bir desene sahip olabilir. Şamandıralı ve yemleyicili bırakma donamlar siraz oltacılığında başarısı bilinen takımlardır. Siraz donamlarında yem olarak toprak solucanı, tahıl kurtları gibi canlıların yanı sıra mısır ve farklı tahıllarının unları karıştırılarak elde edilen hamurlarla pişmiş ekmekten hazırlanan hamur topları da yem olarak kullanılırlar. Ülkemizde sirazların dahil olduğu Capoeta cinsine üye olup aynı isimle anılan diğer balık türleri şunlardır: Capoeta capoeta, Capoeta barroisi.

OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı, tahıl sinekleri larvaları (kurtçuklar)
Taneli Yemler Haşlanmış mısır
Hamur Yemler 1-Beyaz ekmek hamuru 2-Mısır unu hamuru 3-Buğday kırığı + buğday unu + peyniraltı suyu 4-Mısır kırığı + buğday kırığı + beyaz ekmek içi

Kızılkanat Balığı Nasıl yakalanır?

KIZILKANAT



Adına ilham veren koyu renkli sırt yüzgecinin dışındaki turuncu kırmızımtırak tek yüzgeçleri ve nispeten yanlardan basık, oval şekilli vücuduyla oldukça güzel görünümlü bir balıkıtr. Vücudun yanı parlak gümüş renginde olup tamamı dış kenarı koyu renk kontürlü ve iri sayılabilecek düzgün sıralı pullarla örtülüdür. Kızılkanatlarda gözbebeğinin etrafı turuncu-kırmızı harelidir. Bu yönüyle kızılgöz (Rutilus rutilus) ile yakın benzerlik göstermesine rağmen geniş ve oval vücut profiliyle ondan kolaylıkla ayırt edilebilir. Sırt kısmında koyu esmer tonda yeşil-kahverengi olan donu, karın bölgesinde beyaza döner. Oldukça ağır hızda ortalama 25-30 cm boya kadar büyüyebilen yetişkin bireylerden oluşan küçük gruplar, nispeten yumuşak iklime sahip göllerin ve ağır akan ırmakların sığlıklarında yayılırlar. Özellikle kıyı önündeki eriştelik meralarda, bitki varlığı yönünden zengin sualtı koruluklarının ve çevresinin müdavimidirler. Söz konusu alanların sunduğu zengin organizmalar üzerinden geçinen kızılkanatlar avize otu, civan perçemi (bin yaprak otu) gibi bazı su bitkilerinin taze sürgünlerini, çeşitli böcek larvalarını, balık yumurtalarını ve diğer sucul yumuşakçaları tüketirler.
Vücut eksenini ortalayarak başın önünde konumlanmış küçük ve dişsiz ağızları vardır. Kızılkanatlar, toprak solucanı, çekirge, sinek, çeşitli kınkanatlılara ait tombul larvalarla veya pişmiş ekmeğin gevrek kabuğu ve içinin hamuruyla yemlenmiş şamandıralı yüzey bırakmaları ve orta su bırakmalarıyla yakalanırlar. Şamandıralı bırakmalarla yapılan oltacılıkta belirli alanların yemlenerek hedef balığın etkinlik süresince merada tutulmaya çalışılması, benzer karakterli diğer balık türlerinde olduğu gibi kızılkanat oltacılığında da olumlu sonuçlar vermektedir.
Ülkemizde doğal olarak yayılım gösterdiği alanlar orta Anadolu''dan kuzeye kadar olan tüm bölge ve Trakya'daki tatlı su havzalarıdır.

OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı, küçük çekirgeler ve böcek larvaları
Hamur Yemler Pişmiş ekmek hamuru

Kızılgöz Balığı Nasıl Yakalanır?

KIZILGÖZ


Vücudu iri sayılabilecek düzgün sıralı parlak gümüş renginde pullarla örtülü, esmer tonlu sırt yüzgeci dışındaki turuncu kırmızımtırak yüzgeçleriyle kızılkanata (Scardinius erythrophthalmus) benzer özelliklerde güzel bir balıktır. Yanlardan basık ve düzgün şekilli vücuduyla oldukça güzel görünümlü bir balıktır. Gözbebeğinin etrafı kırmızı harelidir. Bu yönüyle de kızılkanata yakın benzerlik göstermesine rağmen daha dar ve uzun vücut profiliyle ondan kolaylıkla ayırt edilebilir. Sırt kısmında hâkî esmer tonlardaki renk, karın bölgesinde beyaza döner. Düşük debili akarsularda ve göllerde yaşarlar. Ortalama 25-30 cm boydaki bireylerden oluşan dağınık gruplar halinde bulunduğu meranın su bitkilerince zengin sığlıklarında yayılırlar. Söz konusu alanların sunduğu zengin organizmalar üzerinden geçinen kızılgözler, civan perçemi (bin yaprak otu) gibi sualtı bitkilerinin filizlerini, su mercimeği gibi yüzey bitkilerini, çeşitli böcek larvalarını, balık yumurtalarını ve diğer yumuşakçaları tüketerek aynı merayı paylaştığı iri avcı türlerin temel besinin teşkil ederler.
Küçük ve dişsiz ağızlı balıklar olan kızılgözler toprak solucanı, çekirge, sinek, çeşitli kınkanatlılara ait tombul larvalar ya da pişirilmiş ekmeğin gevrek dış kabuğu ve içindeki yumuşak kısımla yemlenmiş şamandıralı yüzey ve orta su bırakmalarıyla kolaylıkla avlanırlar. Bulundukları merada belirli alanların yemlenerek balığın etkinlik sahasında tutulması, şamandıralı bırakmalarla yakalanan diğer balık türlerinde olduğu gibi kızılgöz oltacılığında da olumlu sonuçlar vermektedir.
Aynı cinse ait bir kaç yakın türle birlikte ülkemiz coğrafyasının yukarı enlemlerinde daha çok yayılım gösteren kızılgöz, batı Anadolu'nun kuzeyi, Trakya, Marmara ve Karadeniz bölgesinin batısına kadar olan bölgelerin tatlı su havzalarında bulunur.

OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı, küçük çekirgeler ve böcek larvaları
Hamur Yemler Pişmiş ekmek hamuru



kadife sazanı yakalama teknikleri ve yemleri

KADİFE SAZANI


Sazangiller ailesinin oldukça iyi tanınan üyelerinden birisi şüphesiz kadife sazanıdır. Deri içerisine gömülü durumda çok küçük pullara sahip olmaları vücutlarının kadifemsi bir yapıyla kaplı olduğu hissini verdiğinden bu isimle anılırlar. Öte yandan uygun açıdan vuran ışık altında sırt kısmındaki bu küçük pulların yeşil renkli simler gibi parlaması bazı yörelerde yeşil sazan olarak da anılmalarına neden olmuştur. Genel olarak sağlam görünümlü vücut hatları, kalın ve güçlü bir kuyruk kaidesi, oval bir konturla sonlanan iri yüzgeçleri ile kadife sazanlarının kendine özgü ve diğer sazan türlerinden kolaylıkla ayırt edilmesine olanak tanıyan gürbüz bir görünümleri vardır. Ağız köşelerinde bir çift bıyığa sahip olan bu balıkların koyu yeşil-kahve rengi sırt kısmından yanlara doğru açık yeşile, karın kısmındaysa sarımtırak açık yeşile dönüşen renkleri, sıklıkla rastlandıkları kıyı önlerinde kamışlık sazlık alanlar sunan meralarda kolay gizlenmelerine olanak sağlar. Aynı zamanda bazı kadifelerde vücut rengi genelinde parlak altın sarısı, sarı-yeşil yansımalı bir renklenme de görülebilir. Ancak sistematik açıdan her iki renge sahip balık da aynı türdür; ancak sarı renkteki kadifeler güzelliklerinden ötürü altın orfe adıyla anılırlar.

Kadifeler, akıntı hızının oldukça zayıfladığı akarsularda ve durgun su alanlarında yayılım sergilerler. Besinlerini çamurlu ve bitki varlığınca zengin taban bölgesinde ararlar. Çamur içerisinde yer alan -tüketebileceği özellikteki- her türlü hayvansal organizmayla, balık yumurtalarıyla, algal kolonilerle ve diğer organik döküntüyle beslendiğinden etinde hafif bir çamur kokusu duyulabilir. Bu yüzden, yakalanarak alıkonulan balıkların tüketilmesinden önce sindirim kanalının tamamen boşalması ve kokuya sebep olan metabolik atıkların solunum yoluyla atılabilmesi için, balıkların birkaç gün beslenmeksizin -yalıtılmış bir ortamda canlı olarak- bekletilmesi yarar sağlayacaktır.

Kadife sazanlarının yurdumuzda doğal olarak bulunduğu havzalar kuzey Anadolu olarak özetleyebileceğimiz iç Anadolu'nun kuzeyi, orta ve batı Karadeniz ile Trakya'dır. Ekonomik bir tür olması yüzünden benzer iklim kuşağına giren birçok göl, gölet ve baraja aşılanmış olup yayılım sahası son onbeş yılda Çukurova gibi güney bölgelerimize kadar inmiştir.
Kadife sazanlarının oltacılığında kullanılan en popüler donam yemleme tüplü dip bırakmalarıdır. Sinek larvalarıyla harmanlanmış ince buğday kırığı, buğday unu ve bir miktar topraktan oluşan karışımla yemlenen yemleme tüplü bırakma donamları kıyı önü alanlarda verimli şekilde kullanılırlar. Aynı şekilde toprak solucanı, tatlı su midyesi ve iğneye takılabilecek büyüklükteki her türlü sinek larvasıyla yemlenmiş şamadıralı bırakmalar da kadife için kullanılabilir.

OLTA DONANIMI





YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı, tatlı su midyeleri, her türlü sinek larvası (kurtçuklar)

HAVUZ BALIĞI (Japon Balığı) Avı ve Yakalama teknikleri

HAVUZ BALIĞI


Altın balık olarak da bilinirler. Ancak bazı kaynaklarda rastlanabileceği gibi koi olarak anılan balıklar değillerdir. Sazangiller ailesi içerisinde isim babası sazanla en çok karıştırılan balık türlerinin başında gelir. Ancak sazana göre kısa ve tıknaz vücudu ile ağız kenarında yer alan sadece bir çift kısa bıyığın varlığı alışmış bir göz tarafından kolaylıkla ayırt edilmesini sağlayacak temel özellikleri teşkil etmektedir. İlk olarak Asya'da üzerine eğilinen ve Ortaçağ'dan bugüne değin zenginliğin göstergesi olarak kabul görerek zaman içerisinde gelenekselleşmiş peyzaj amaçlı havuzlarda -estetik kaygılarla- yetiştirilen bir balık olmuştur. Ülkemizin belirli tatlı su havzalarında egzotik bir tür oluşuna atfen İsrail sazanı adıyla da anılırlar. Bu adlandırmadan ötürü, şeklen değilse bile İsrail çipurası olarak da bilinen tilapyayla ismen karıştırılır.
Son birkaç yüzyılda dünyanın dört bir yanına benzer gayelerle götürülerek insan eliyle taşınmış olan havuz balıkları görsel açıdan beğenilmelerine karşılık sofralık tüketim açısından sazanlar kadar değerli ve ekonomik bir tür değildir. Buna rağmen sazanlar için uygun şartları sunan çoğu merada onlarla karışık gruplar halinde rastlanabilirler. Sazana göre çok daha düşük oksijen seviyelerine uyum gösterebildikleri için oldukça küçük alanlı kapalı rezervuar ve göletlerde bile hayatlarını başarıyla sürdürebilirler. Yüzyıllardır renk ve vücut formlarına yönelik yapılan ıslah çalışmaları sonunda kırmızı, altın sarısı ve gümüşi beyaz renkli formları geliştirilmiş olan havuz balıklarının doğal bireyleri, nefti yeşil bir sırta sahiptir. Yanlara doğru açılan tonlarla açık sarı-yeşile dönen renk karna doğru gümüşi yansımalı açık bir hal kazanır.



Başlıca besinlerini sualtındaki bitki toplulukları arasında yaşayan sucul böcek larvaları, balık yumurtaları ve larvaları, solucan, kurt gibi yumuşakçalarla bitkisel döküntüler oluşturur. Bu yönden hepçil balıklar olarak tanımlanmaları mümkündür. Sazanlarla aynı basamağı paylaşarak besin piramidinin hepçiller bölümünde yerlerini alan havuz balıkları ergin boya ulaştıklarında sazan oltacılığında kullanılan donam ve yemlerle rahatlıkla yakalanabilirler. Ancak vakitlerinin büyük bir kısmını sazanlar gibi sadece taban ve tabana yakın alanlarda geçirmezler. Su yüzeyine uzanan bitki dokusunun hemen altında ve açıklıkların çevresinde gezinen havuz balıkları yüzen ve koku yayan yemlere de ilgilidirler. Bu yüzden şamandıralı donamlarla yakalanmaları çok kolay ve hayli zevklidir. Havuz balıkları oltacılığında yem olarak toprak solucanı ve gübrelerde karşılaşılan sinek larvaları, ağaç gövdelerinde yuvalanan böcek ve iri sinek larvaları gibi diğer kurtçuklar kullanılabilir. Aynı şekilde haşlanmış mısır taneleriyle farklı tahıllarının unlarından hazırlanmış karışım hamurlar ve pişmiş ekmekten hazırlanan hamurlar da yem olarak kullanılırlar.Tek başlarına kendi türünün üyelerinden oluşan ve diğer türlerden ayrı gruplar halinde gezme alışkanlığına sahip olmayan havuz balıkları başta da değindiğim gibi diğer sazan türleriyle karışık topluluklar oluştururlar. Bu yüzden özelikle havuz balığı oltacılığına yönelik özelleşmiş bir disiplin söz konusu olmayıp sazan gibi tatlı su balıklarının oltacılığı esnasında genellikle rastlantı eseri yakalanırlar.



OLTA DONANIMI



YEMLER

Canlı Yemler Toprak solucanı, tahıl sinekleri larvaları (kurtçuklar)
Taneli Yemler Haşlanmış mısır
Hamur Yemler 1-Beyaz ekmek hamuru 2-Mısır unu hamuru 3-Buğday kırığı + buğday unu + peyniraltı suyu 4-Mısır kırığı + buğday kırığı + beyaz ekmek içi